Filmin en güçlü yönü, hikâyenin zamanla oynayarak iki ana karakterin yıllar içindeki değişimini göstermesi. Bu, bir aşk hikayesinden çok iki karakterin kişisel gelişim hikâyesine dönüşüyor. Dexter, hayatı hafif yaşarken, Emma’nın daha derin ve idealist bir duruşu var. Bu iki zıt kutbun yıllar içinde birbirine olan etkisi, filmin temel çatışmasını oluşturuyor.
Olumlu Yönler:
- Anne Hathaway’in Performansı: Emma karakteri, Hathaway’in başarılı oyunculuğuyla parlıyor. Zeki, esprili ve duygusal derinliği olan bir karakteri canlandırması, filmi daha samimi kılıyor. Hathaway, karakterin kırılganlığını ve gücünü dengeli bir şekilde yansıtıyor.
- Yaratıcı Zaman Atlamaları: Hikâyenin her yılın aynı gününe odaklanması, izleyiciye karakterlerin hayatındaki önemli değişimleri bir çırpıda gözlemleme imkanı sunuyor. Bu yöntem, hem izleyici ilgisini diri tutuyor hem de hikâyeye farklı bir tempo katıyor.
- Görsellik ve Mekanlar: Filmin çekimleri Londra, Edinburgh ve Paris gibi Avrupa’nın estetik olarak zengin şehirlerinde yapılmış. Mekânlar, hikâyenin romantik dokusunu güçlendiriyor.
Olumsuz Yönler:
- Duygusal Derinlik Eksikliği: Filmin duygusal derinliği zaman zaman yüzeyde kalıyor. Romanın içerdiği duygusal ağırlık, filmde yeterince aktarılamıyor. İzleyici, karakterlerin ilişkisindeki kırılma noktalarını tam anlamıyla hissedemeyebiliyor.
- Dexter Karakterinin Yetersizliği: Jim Sturgess, Dexter karakterine yeterli duygusal karmaşıklığı getirmekte zorlanıyor. Dexter’ın kişisel gelişimi film boyunca tam olarak anlaşılmıyor ve izleyiciyle duygusal bir bağ kuramıyor.
- Süreklilik ve Tempo Sorunu: Her yılın sadece bir günü anlatıldığından, aradaki yıllarda neler olduğu tam olarak hissedilemiyor. Bu da olayların hızlandırılmış hissettirmesine ve bazı duygusal anların tam anlamıyla işlenememesine neden oluyor.